Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dahil, dış karşıtı:
Tarih: 2016-08-01 13:33:31 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Iç Nedir
iç
İsimHerhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dahil, dış karşıtı
Cümle 1: Deniz gecenin içinde, gece denizin içindedir. - Ç. AltanOyuk olan veya oyuk sayılabilen şeylerin boşluğu
Cümle 1: İlkyaz sabahının aydınlığı kaplamıştı odanın içini. - N. Cumalıiç
İsimCisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta
Cümle 1: Tahtanın içi çürümüş.iç
İsim(toplu bir durumda bulunan) Kimse veya nesnelerin arasında bulunan kimse veya nesne
Cümle 1: Elmaların içinde iyisi de var, kötüsü de.
Cümle 2: Ama hepiniz, hepiniz / Hepiniz geçim derdinde / Bir ben miyim keyif ehli içinizde? - O. V. Kanıkiç
İsimTen ile dış giysiler arası
Cümle 1: Boynumda kalın yün atkı, içimde çift kat fanilâ, gene de titriyorum. - E. Beneriç
İsimKabuğu olan veya dışı kabuk durumunda bulunan yiyeceklerde kabuğun sardığı bölüm
Cümle 1: Ekmek içi. Ceviz içi.iç
İsimPirinç, soğan ve baharatla hazırlanan, dolmalarda kullanılan karışım
iç
İsimMide, bağırsak, karın
Cümle 1: İçi bulanmak. İçi sürmek.iç
İsimAkıl, gönül, irade gibi insanın manevî varlığını oluşturan şeylerden herhangi biri
Cümle 1: İçimizdeki sevinçleri, kederleri paylaşacak insan nerde? - Sait Faik Abasıyanıkiç
İsimBir ülkede, şehirde, toplulukta vb.de olan veya yapılan
Cümle 1: Yurt içi ulaşım. Şehir içi haberleşme. Aile içi ilişkiler.iç
Sıfat(somut kavramlarda) İki veya ikiden çok şeyde merkeze daha yakın olan
Cümle 1: İç kapı. İç kale.
Cümle 2: İç kapının perdesi yanlara doğru açıldı. - P. Safaiç
Sıfatİnsanın manevî varlığıyla ilgili olan
Cümle 1: İç dünyamız.iç
MecaziMuhteva
Değişik yemeklerde kullanılmak üzere et ile sebzelerin ince kıyımının karıştırılması ve yoğrulmasıyla meydana getirilen karışım
gönüle ferahlık vermek, gönlü ferahlatmak
midesi kabul etmemek
sakıncalı gördüğünden veya beğenmediğinden, bir işi yapmak istememek
(durum, olay vb.) çok acıklı, çok üzücü
çok acıkmak
çok şekerli veya yağlı yiyecek ağır gelmek
dış görünüşü ile başkalarının hoşuna giden bir şey veya durumun gerçekten kötü yönleri olduğunu belirtmek için kullanılır
kusacak gibi olmak
Cümle 1: Tabanları, dizleri sızlar gibi oldu. Bir de içi bulandı, kusacak gibi oldu. - B. Felekbir şeye çok üzülmek
ansızın içi sızlamak
Cümle 1: Otuz sayfa okurum diye umduğum koca bir günün sonunda zar zor üç sayfa okuyabildiğimi anımsayınca içim cız etti. - N. Cumalıistek duymak
Cümle 1: Arsız bir tabiatım var. Ne görsem içim çeker. - R. N. Güntekinher işte aklından türlü kötülükler geçiren
sıkılmak, bunalmak
Cümle 1: Hayvan aklıma geldikçe içim daralıyor dayı. - N. Kurşunlubk. içi götürmemek
bk. iç tutmak
düşündüğünü açıkça söyleyen, gizli bir düşüncesi olmayan, iki yüzlü olmayan, özü sözü bir
kusmaktan çok rahatsız olmak
bir taşıtta, kötü yol sebebiyle çok sarsılıp kusmak
Cümle 1: Cip hazır dedi. İnşallah süspansiyonu iyidir, yoksa yollarda içimiz dışımıza çıkacak. - R. Erdurankaygı duymak, çok üzülmek
üzülmek, yüreği burkulmak
Cümle 1: Şimdi içine bir pişmanlık çökmüştü, içi ezilmişti. - H. Taneriçi ezilmek
Mecazisıkıntı ve heyecan içine düşmek
Cümle 1: Ay içim eziliyor kızım... Uzatma çabuk söyle. - H. R. Gürpınaristemeden kısa bir süre uyuyuvermek
Cümle 1: Hanife kadın hastalandı, şimdi o gelinceye kadar işlerini ben yapıyorum, çamaşır yıkadım da yorulmuşum, şöyle içim geçmiş. - R. H. Karayiçi geçmek
Halkdilibir işe yaramaz duruma gelmek
yaşlılıktan, güçsüzlükten isteksiz olmak, hiçbir şeye ilgi duymamak
kavun, karpuz vb. yenmeyecek biçimde içi bozulmuş olmak
içi sürmek
bir şeyi yapmayı veya elde etmeyi çok istemek
Cümle 1: Gençtim, güzeldim, düzgüne, rastığa, janjanlı çoraba benim de içim gidiyordu. - A. Gündüz(acıklı bir durum karşısında) dayanamamak
kıskanmak, çekememek
vicdanına sığdıramamak
birdenbire heyecanlanmak
Cümle 1: Güler'i gördüm ve içim hop etti. - A. Gündüzhoşlanmak, sevmek
Cümle 1: Uzun yıllar içim ısınmadı ona. - Y. Z. Ortaçtedirgin olmak
üzüntüyle göğüs geçirmek; hıçkırıkla ağlamak, ahlamak
Cümle 1: Hafif hafif iç çekmeler, tek hıçkırıklar, konser hâlinde ağlamalar. - H. E. Adıvartelâş, sabırsızlık, coşkunluk göstermekten kendini alamamak
Cümle 1: Nazmiye'den çok İhsan'ın içi içine sığmıyor, birazdan başlarına gelecekleri tasarlayarak kahroluyordu. - O. Kemalistediğini yapamamak yüzünden üzülmek; dert etmek
Cümle 1: Bir an önce varalım diye içim içimi yiyor. - A. İlhan(bir şeyden) midesi bulanmak
iğrenerek bulantı duymak
taşkın bir ağlama duygusu içinde bulunmak
duygulanmak, heyecanlanmak
çok üzüntü duymak
Cümle 1: Demin Raif Efendinin karısını dinlerken içim kan ağlıyordu. - Y. K. Beyatlı
Cümle 2: Tayları çekip konağa götürürken içi kan ağlıyor, yüreği kopuyordu. - Y. Kemalsıkılmak, bunalmak
sıkılmak, bunalmak; hiçbir şeyden tat alamaz olmak
Cümle 1: Hani bazı kadınlar vardır, hödük koca ile düşe kalka eblehleşir, içleri kararır, ispinoz gibi susar otururlar. - H. Tanerumutsuzluğa düşmek
- içi (veya midesi) kazınmak (veya kıyılmak)
açlıktan midesinde eziklik duymak
birine acıyarak çok üzülmek
Cümle 1: Yusuf için her fedakârlığa razı idim. Fakat buna imkân göremiyordum. İçim parçalandı. - R. N. Güntekinbk. içi vık vık etmek
iç etmek
Argoeline geçen bir şeyi sahibine bildirmeyerek kendine mal etmek
Cümle 1: Hem parayı iç et, üstüne bir de söv, ha? - O. Hançerlioğlukaygı duyulacak bir konu bulamadığını öğrenerek ferahlamak
Cümle 1: Vehbi Dede itiraz etmezse içi rahat edecek. - H. E. Adıvarbunalmak
Cümle 1: Sekiz saattir trendeyim. Tren boş ve neşesiz. İçim sıkılıyor. - A. Haşimbir şey veya kişi için çok üzülmek
ishal olmak
özen göstermek
çok üşümek
duygulanmak
Cümle 1: Bir delikanlı Orhan' ın şiirlerini okumuşçasına içi titremeden, gözü yaşarmadan insana, ağaca, kuşa, taşa, toprağa bakamaz olur. - Sait Faik Abasıyanık- içi vık vık (fık fık veya pır pır) etmek
sabırsızca, tedirgin davranmak
bk. yüreği yağ bağlamak
çok susamak
büyük bir acı vb. sebebiyle çok üzülmek
Cümle 1: Sanki ağlayan ve en çok içi yanan o değildi. - T. Buğrahissetmek, varlığını algılamak
Cümle 1: Donmak üzere olan insanların tatlılığını içimde duymaya başladım. - Sait Faik Abasıyanıkgöze çarpmak
Cümle 1: Fakat götürdükleri eşya da, kendileri de koca köşkün içinde kayboldular. - R. N. Güntekin(giysi için) çok büyük gelmek
derin soluk alarak üzüntüsünü belli etmek, içini çekmek
olumlu veya olumsuz bir durumun aşırı derecesinde bulunmak
Cümle 1: Para içinde yüzmek. Sefalet içinde yüzmek.karışık bir işin güçlüklerini yenebilmek, üstesinden gelmek
Cümle 1: Pek cazip bir iş fakat çok paraya, çok vasıtaya ihtiyaç var. Bakalım bunun içinden nasıl çıkabileceğim? - Y. K. Karaosmanoğlubir şeyi yapmayı düşünmek
düşünmek, aklından geçmek
Cümle 1: İçinden geçip de bir türlü açığa vuramadığı sözleri, şimdi ezberlenmiş bir nutuk veya bir dua hâlinde söylüyordu. - Y. K. Karaosmanoğlubir şeyi yapmak için içten bir istek duymak (veya duymamak)
Cümle 1: İçinden öyle geldiği için, başka türlüsüne tenezzül etmediği için öyle yapıyordu. - H. Tanersezdirmeden eğlenmek
bk. içi kan ağlamak
kimsenin duymayacağı kadar yavaş sesle konuşmak
Cümle 1: Cabi Efendi hepsine içinden -yarın siz onun mermer tezgâhını görürsünüz- derken dışından doğru, doğru diye başını salladı. - Ö. Seyfettinruhundaki güzellikler yitmek, iç acısı duymak
Cümle 1: İdris Bey atına binip, köyden ayrılırken içlerinden bir şeyler koptu. - Y. Kemalses çıkarmadan okumak
içinden okumak
Argosessiz bir biçimde sövmek
istek uyandırmak
huylandırmak
sinsi
Cümle 1: Onun sinsi, içinden pazarlıklı, hatta hilekâr bir adam olduğunu daima düşünürdüm. - A. İlhankapsamak
aşırı acı, sıkıntı veya üzüntü verecek davranışta bulunmak
Cümle 1: Nazmiye'nin içine avuçla ateş atıp evden içeri giriyor, ama başını kaldırıp pencereye bakmıyordu. - O. Kemalçok istemek, sabırsızlık göstermek
Cümle 1: Yanımızdan bir ayak evvel kaçmak için içinden yanıyor. - H. E. Adıvarbüyük bir acı ve üzüntünün etkisi altına girmek
sıkıntısını kimseye belli etmemek
yapılan bir kötülüğe karşı sesini çıkarmamakla birlikte, bunu unutmamak
sıkıntı, fenalık basmak
Cümle 1: Şevki, ekmek öpüp çocukları üzerine yemin ettikçe onun içine baygınlıklar çöküyordu. - M. Ş. Esendalbk. kabuğuna çekilmek
soluk almak
Benzer Kelimeler
iç açıcı iç ağa iç asalak iç bakla iç barış iç başkalaşım iç bellek iç bölge iç bükün iç bulantısıTarih: 2016-08-01 13:33:31 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
İç Ne Demek: Batın..
Yorum Yapx